Hutbeler
Harama Nazar
- 27 Haziran 2025
- Yayınlayan: Erdemliler Yolu
- Kategori: Cuma Hutbeleri (Türkçe)

قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
Mümin erkeklere bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini açmaktan ve zinadan korumalarını söyle. Bu, onlar için en uygun olan davranıştır. Allah yaptıkları her şeyden hakkıyla haberdardır. (Nur Suresi ;30)
قال تعالى إِنَّ النَّظْرَةَ سَهْمٌ مِنْ سِهَامِ إِبْلِيسَ مَسْمُومٌ، مَنْ تَرَكَهَا من مَخَافَتِي أَبْدَلْتُهُ
إِيمَانًا يَجِدُ حَلاوَتَهُ فِي قَلْبِهِ
Cenâb-ı Hakk bir Kutsi Hadisi şerifte şöyle buyuruyor; “Nazar (bakış) şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim Bana saygısından dolayı harama bakmayı terk ederse, kalbine öyle bir iman neşvesi ve halâveti atarım ki, onun zevkini gönlünün derinliklerinde duyar.” (Taberani, 10/173 Hakim,Müstedrek 4/349 (7945)
Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, Harama bakma ve nazar etme hakkında olacaktır.
Nazar kelimesi, Arapçada, düşünmek ve tefekkür etmek anlamının yanı sıra, “bir şeyi göz ile tekrar tekrar incelemek” manasına da gelmektedir. Harama nazardan maksat da, Allahu Teala’nın, bakmamızı yasak kıldığı, insana veya onun mahremiyet alanına giren şeylere bakmaktır. Dolayısıyla Cenab-ı Allah’ın bakmamızı yasak ettiği şeylere bakmak, bir manada göz nimetini O’nun rızasına aykırı yolda kullanmak demektir. Zira gayrimeşru dairedeki her bir zevkin arkasında, binlerce elem, binlerce keder ve binlerce iç burkuntusu vardır.
Hafıza uzmanları, günümüzde unutkanlığın ve hafıza zayıflığının artmasını; televizyon ekranlarının, gazete sayfalarının ve internet sitelerinin, şehevî duyguları kamçılayan görüntülerle dopdolu olmasına bağlıyorlar. Onlara göre; bunlarla meşgul olma, kontrolsüz hayaller kurma, sistemsiz düşünme gibi etkenler, insanlarda unutkanlığa sebep oluyor.
Hak Dostları, harama bakmanın unutkanlık sebebi olduğu hususunda ısrarla durmuşlardır. İmam Şafii Hazretleri; bir metni ilk defada değil de ikinci veya üçüncü kerede ezberleme durumunu, hocası Vekî’ bin Cerrâh’a şikayette bulununca, o büyük zat, ona şöyle demiştir: “İlim, ilâhî bir nurdur; Cenâb-ı Allah, günahlara dalan kimseye nurunu lutfetmez.”
İmam Gazali’den, İmam Rabbani’ye, ondan da Üstad Bediüzzaman’a kadar pek çok alim, hafızaya tesir eden amillerden birisinin de haram şeylere bakma olduğunu ifade etmişlerdir. Bu tür görüntülere ısrarcı bakışlar, insanda çok ciddi ve köklü bir unutkanlığa yavaş yavaş sebebiyet verdiği gibi aynı zamanda onun manevi latifelerini de öldürmektedirler. Göz harama yöneldiğinde, irade hükümsüz kalmış ve akıl, tamamen nefsin çekim alanına girmiş demektir. Gözü harama kaydıran nefis, -Allah korusun- bu haram yolculuk nihayete ulaşmadan teskin olmayacaktır.
Aslında, harama nazar; iradeyle kaçınılabilecek bir tehlikedir. İnsanın ilk anda gözünü kapamaya irade gücü yeter. Hele insan, harama her göz kapamanın kendisine bir vacip işlemiş gibi sevap kazandıracağını düşünürse, o ilk anda günahtan sıyrılabilir. Fakat, nazarını hemen haramdan çevirmez, kendisini o işe salar ve bir daha, bir daha bakacak olursa, artık geriye dönme ihtimali azalır. Bir düşünür bu hakikati şöyle ifade eder; “Fena hülyalara yakalanınca ilk fırsatta onlardan kurtulmaya ve hemen o tehlikeli alandan uzaklaşmaya çalış. Yoksa hayallerin seni öyle vadilere sürükler ki, bir daha geriye dönemezsin.”
Hutbemizin başında okuduğumuz ayeti kerimede; “Mümin erkeklere bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini açmaktan ve zinadan korumalarını söyle.” Buyruluyor. Ayette, bakışların kısılması, edep yerlerinin korunmasının önünde zikrediliyor. Bunun sebebi bakışın zinanın postacısı ve hayasızlığa götürücü olmasından ileri geliyor.
Ümmetinin harama nazar etmemesi mevzuunda ikazlarda bulunan Rehber-i Ekmel (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ), kadın-erkek herkesin iffete kilitlendiği bir yerde, hem de Hac vakfesini yapıp Arafat’tan döndükleri bir sırada, bineğine aldığı amcası Hazreti Abbas’ın oğlu Fazl’ın başını sağa-sola çevirmiş ve böylece etraftaki kadınlara gözünün ilişmemesi için ona yardımcı olmuştur.
Kaç yaşında olursa olsun Fadl’ın Allah Resulü tarafından engellenmiş olması bizim için önemIi bir noktadır. Henüz büluğa yeni ermiş olan bir erkek çocuğun, karşı cinse bakma konusunda bir nevi irade eğitimine tabi tutulması, pedagojik açıdan dikkat çekici bir durumdur.
Ebu Hüreyre’den nakledilen şu rivayette de harama nazar ile ilgili farklı bir bakış açısı ve Nebevi uyarı görüyoruz:”
( … ) Gözün zinası (harama) bakmaktır. Dilin zinası (haram olanı) konuşmaktır. Nefis temenni eder, iştahla arzular; apış arası da bu istekleri ya doğrular veyahut yalanlar. ”
Hazreti Ali der ki: “Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bana şöyle dedi: Ard arda bakma!. Birinci bakış senin lehine, ikincisi ise aleyhinedir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IIV304.)
Bu hadiste Efendimiz, kasıtlı olmadığı için ilk bakışın mesuliyet getirmeyeceğini, ama ikinci defa dönüp bakmak iradi olduğundan, onun günah hanesine yazılacağını vurgulamış; harama götüren yolu ta baştan keserek günahlara geçit vermemek gerektiğine dikkat çekmiştir
Zaruretten dolayı bakmalar ise; şehvetle bakmamak kaydı ile caiz görülmüştür. Göze ansızın ilişen haram manzara olursa gözü hemen başka tarafa çevirmemiz gerektiği de ifade edilmiştir. (Zuhayli, III/561)
Değerli Müminler!
Salih amellerle desteklenmeyen ve tefekkürle derinleşmeyen bir imanın, insanı günahlardan koruması çok zordur. İmanı, vicdanlarına mâl edemeyen ve tabiatlarının bir derinliği hâline getiremeyenler, birer iffet abidesi haline gelemezler. Kâmil Müslüman olabilmek için, sadece iman edip dinin bazı kurallarını yerine getirmek yeterli görülmemiştir. İnsanın iffet, hayâ, edep, zühd, kanaat gibi faziletlerle donanması, dini açıdan günah sayılan ve aklıselim sahibi insanlarca da kötü kabul edilen, davranışlardan uzak durması gerektiği de vurgulanmıştır. Bu açıdan, peygamber yolunda yürüyen insanlarında, peygamberlerin ayrılmaz vasfı olan bu sıfatlara sahip olmaları elzemdir.
O hâlde gelin, iffetimizle yaşayalım, geçici arzularımızı gömelim, gömmekle de yetinmeyelim, üzerine kayalar koyalım. Dünyayı her şey sananların aldandığı gibi biz de aldanmayalım. Herhangi bir iş veya vazife söz konusu olmadığı sürece, günahların kol gezdiği çarşılardan pazarlardan uzak duralım. İlla dışarı çıkmanız gerekiyorsa, çıkmadan önce, manevi bağışıklık sistemimizi güçlendirici bazı şeyler okuyalım dinleyelim, bir yere giderken elden geldiğince yalnız olmamaya çalışalım ve gönül insanı bir-iki arkadaşla beraber bulunalım. Bütün bu çabalarımıza rağmen, irademiz haricinde kalb ve ruhumuzu kirleten is-pas olmuşsa, ilk fırsatta hemen namaz, sadaka, oruç ve dua gibi ibadetlerle ruhumuza bulaşan günahlara kefaret arayalım.
Hutbemizi, Efendimizin duasını hepimiz adına okuyarak bitirelim:
“Ey Hayy u Kayyum! Rahmetine iltica edip yardımı Senden istiyoruz. Her türlü hâlimizi ıslah eyle ve bizi göz açıp kapayıncaya kadar olsun, nefsimizle baş başa bırakma!” (Hâkim, el-Müstedrek, 1/545)
Yazar: Erdemliler Yolu
