Hutbeler
أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ “Mü’minlerin kalblerinin, Allah’ı ve O’nun tarafından indirilen hakikatleri duyarak haşyet hissedip, yumuşayıp daha derin bir dirilişe erme vakti hâlâ gelmedi mi..!” (Hadîd,16) Resûl-i Ekrem (s.a.s) Efendimiz şöyle buyurmuştur: جَدِّدِ السَّفِينَةَ […]
. وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ . وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَد Düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden (Rabbimize sığınırız). (Felak; 4-5) Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: «لَا تَقَاطَعُوا، وَلَا تَدَابَرُوا، وَلَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَحَاسَدُوا، وَكُونُوا إِخْوَانًا كَمَا أَمَرَكُمُ اللهُ» Birbirinizle alâkayı kesmeyin! Birbirinize sırt dönmeyin! Birbirinize kin tutmayın! Haset etmeyin. Ey Allah’ın […]
إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللَّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ “Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır.” (Tövbe; 36) اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ وَشَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ “Ya Rab! Recep ve Şaban’ı […]
فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لِي وَلَا تَكْفُرُونِ “Öyleyse siz Ben’i zikredin ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.” (Bakara, 152) Yani; “Siz ululuğumla, tahmid, tekbirlerle yâd edin Beni, Ben de problemlerle yüzyüze geldiğinizde yâd edeyim sizi, siz acz u fakrınızla Bana yönelin, ben de gücümle kuvvetimle sizi destekleyeyim.” قالَ رسولَ اللَّه: […]
وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا (Nisâ sûresi, 4/36.) مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلْيُحْسِنْ إِلَى جَارِهِ، وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ، (Buhârî, edeb […]
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır.(Âl-i İmran,104) لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ أَنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ: اَلدِّينُ اَلنَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ؟ قَالَ وَلِأَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ Allah […]
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا “Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Kiminiz kiminizi gıybet etmesin…” (Hucurat,12) Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: كَفَى بالمَرْءِ كَذِبًا أَنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ مَا سَمِعَ “Her duyduğunu söylemesi kişiye […]
اُدْعُ اِلٰى سَبيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتي هِيَ اَحْسَنُۜ “Sen insanları Rabbinin yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle davet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et” Nahl/16;125. Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, Peygamberimizin İnsanlarla İletişimi hakkında olacaktır. İletişim kurmanın amacı, mesajımızın muhataplarımız üzerinde te’sir icra etmesidir. Mesajın tesir icra etmesi içinde; “yararlı” olması kadar, insanların onu almaya hazır bulunması, […]
Sevdiklerimizi Ötelere Uğurlayamama رَبَّـنَا اغْفِرْ لي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَࣖ “Ey Rabbimiz! Beni, annemi, babamı ve bütün müminleri kıyamet günü affeyle.” (İbrahim, 41). Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, Sevdiklerimizi Ötelere Uğurlayamama hakkında olacaktır. Bir gün Cebrail (Aleyhisselam), Efendimiz’e şöyle der: يَا مُحَمَّدُ، عِشْ مَا شِئْتَ فَإِنَّكَ مَيِّتٌ، وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَإِنَّكَ مَجْزِيٌّ بِهِ، وَأَحْبِبْ مَنْ […]
وَمَا مُحَمَّدٌ إِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ أَفَإِنْ مَاتَ أَوْ قُتِلَ انْقَلَبْتُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ وَمَنْ يَنْقَلِبْ عَلَى عَقِبَيْهِ فَلَنْ يَضُرَّ اللَّهَ شَيْئًا وَسَيَجْزِي اللَّهُ الشَّاكِرِينَ “Muhammed, sadece resuldür, elçidir. Nitekim ondan önce de nice resuller gelip geçmiştir. Şayet o ölür veya öldürülürse, Siz hemen gerisin geriye dinden mi döneceksiniz? Kim geri döner, dinden […]