Hutbeler
Zamanı Değerlendirme ve Planlama
- 27 Haziran 2024
- Yayınlayan: Erdemliler Yolu
- Kategori: Cuma Hutbeleri (Türkçe)
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ وَالْعَصْرِۙ
Yemin ederim zamana: İnsanlar hüsranda. Ancak şunlar müstesna: İman edip makbul ve güzel işler yapanlar, bir de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler. (Asr;1,2,3)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ: اَلصِّـحَّـةُ وَالْفَـرَاغُ
Efendimiz Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “iki nimet vardır ki insanların çoğu bunlardan habersizdir: Sağlık ve boş zamana sahip olmak.” (Buhari: Rikâk: 1)
Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, zamanı değerlendirme ve planlama hakkındadır.
Zaman ve boş vakit büyük birer nimettir. Bir program dahilinde, insan zamanı değerlendirebilirse, sorumlu olduğu bütün işleri yapar ve ihtiyaçlarını giderir. Zamanı disiplin altına almak, hedeflerimize daha hızlı ulaşmamızı sağlar. Zamanı yönetmek, hayatı yönetmektir. Başarılı insanlar zamanlarını verimli bir şekilde değerlendiren insanlardır. Vakit servet, sıhhat devlet, bunları değerlendirmek ise en büyük saadettir.
Kur´anın فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ “Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş” âyet-i, (İnşirah; 7) Müslümanlara önemli bir hareket felsefesi ve bir hayat düsturu sunuyor.
Mü’min, çalışırken, dinlenirken her zaman hareket hâlinde olmalı, hayırlı bir işi bitirince ikinci bir işe koşmalıdır. Yorulduğundan dolayı dinlenirken, dinlenmeyi yorulacağı bir başka işin başlangıcı hâline getirmeli, “Çalışarak dinlenme, dinlenirken çalışma” metoduyla hareket etmelidir.
Meselâ, beyni okuma ve yazma ile meşgul olan ve yorulan biri, dinlenirken yan gelip yatabileceği gibi, Kur’an okuyarak, namaz kılarak, kültürfizik yaparak, meşguliyet değiştirerek de dinlenebilir. Bunlarla yorulduğunda da döner tekrar kitap mütalâasına başlar. O, mesaisini öyle tanzim etmelidir ki, hayatında boşluğa hiç yer kalmamalıdır.
Her zaman bir işten diğerine koşmalı, mevcut çalışma sistematiği içinde üzerimize düşen vazifeleri dur-durak bilmeden yerine getirmeli, bizzat amelin içine konulan, ruhi ve manevi zevkleri bütün derinliğiyle yaşamalıyız.
Yapmayı hedeflediğimiz bazı işlerimizi günlük rutinimize dahil edebiliriz. Yolculukları- Yürüyüşleri Evradü Ezkar için değerlendirebiliriz. Sabah veya akşam vakitlerini Kur’an okumaya ve zikir yapmaya ayırabiliriz.
Zamanını değerlendirmeyi düşünen biri, evvelâ imkânını, talip olduğu işi ve kapasitesini çok iyi bilip ona göre bir fizibilite ortaya koymalıdır ki, işlerinde muvaffak olabilsin. Aksine bir insan, düşünce kapasitesi, ruh gücü, istirahat durumu, bedenî mukavemeti gibi hususları hesaba katmadan pek çok işe birden talip olursa, çok defa kazanma kuşağında kaybedebilir.
Hadîs-i şerîfte de ifade edildiği gibi, insanların çoğu sıhhat ve boş vakit adındaki nimetlerin şükrünü, maalesef layıkıyla yapamamakta ve böylece aldanmaktadırlar. Zihinlerin alabildiğine dağınık hâle geldiği ve insanları gereksiz yere meşgul eden sebeplerin çoğaldığı günümüzde, zamanı kullanma daha bir önem arz etmektedir.
Yirmi dört saatten ibaret bir günlük zamanı üçe bölerek değerlendirebiliriz.
Sekiz saatini yeme, içme uyuma gibi bedenî ihtiyaçlarımıza,
Sekiz saatini bakmakla yükümlü olduğumuz kimselerin geçimi temin etmeye,
Sekiz saatini de ibadete, Kur’an’a, ilme, neslin terbiye ve ıslahı için tebliğ ve irşada, akrabaları ve dostları ziyaret gibi hayırlı işlere ayırabiliriz.
Günlük olarak yapılması emredilen beş vakit namaz, zaman tanzimine yönelik gayeler de taşımaktadır. Farz namazlar, Müslüman kimseye, günlük zamanını taksim ve programlama alışkanlığı kazandırmaktır. Namaz saatlerine öncelik vererek diğer görevleri bu zamanlara göre planlamak, ibadetleri aksatmamak için de önemlidir.
Zaman Yönetimi Üzerine Bir Hikâye:
Profesör sınıfa girip öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bugün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir ders yapacağız” der. Kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkartır. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş alır ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başlar. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar. Öğrenciler hep bir ağızdan “Doldu” diye cevaplarlar. Profesör kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkartır. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döker. Sonra kavanozu sallayarak mıcırın taşların arasına yerleşmesini sağlar. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar. Profesör yine kürsünün altına eğilerek bir kova kum alır ve yavaş yavaş tüm kum tanelerini taşlarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döker. Yine öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar. Profesör kürsünün altına eğilerek bir sürahi su alır ve kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşaltır. Sonra öğrencilerine dönerek “Bu deneyin amacı neydi” diye sorar. Bir öğrenci hemen; “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır” der. Profesör; “bu deneyin esas anlatmak istediği şey, eğer büyük taşları bastan yerleştirmezseniz küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamazsınız gerçeğidir.”
“Nedir hayatınızdaki büyük taşlar? Çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayâlleriniz, sağlığınız, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki bir kaçı, belki hepsi. Bilin ki büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz hiç bir zaman bir daha koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir insan olamayacağınızı gösterir” der Profesör.
Zamanı etkili bir şekilde kullanabilmek için; öncelikleri belirlemek, hedeflere odaklanmak ve yapılacak işleri uygun bir şekilde planlamak gereklidir.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların zamanlarını etkileyen faktörler de değişti. Özellikle sosyal medya, internet ve diğer teknolojik araçlar, zamanı etkili kullanmayı zorlaştırıyor. Uzun süreli ekran zamanı, dikkat dağıtıcı içerikler ve sürekli bildirimler, insanların zamanlarını boşa harcamasına neden olabiliyor.
Bunu engellemek için haftalık olarak ailemizle beraber yapacağımız etkinlikleri takvime ekleyip, sosyal medya kullanımını sınırlayarak bu zamanı ailemize ve kendimize ayırabiliriz.
Kıymetli Müminler;
Zaman, Allah’ın bize bahşettiği bir sermayedir. Bu sermayeyi en iyi şekilde değerlendiremezsek, ahirette hesap vereceğimizi unutmayalım. Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça, bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)
Her şey zamanla telafi edilir ama, Geçip giden zaman, Hiçbir şeyle telafi edilemez.
Rabbim zamanımızı, zamanın ruhuna uygun değerlendirebilme imkan ve iradesini bizlere lütfeylesin, ömrümüzün kalanını geçeninden daha hayırlı kılsın.