Hutbeler
Ramazan Bayramı Hutbesi
- 29 Mart 2025
- Yayınlayan: Erdemliler Yolu
- Kategori: Cuma Hutbeleri (Türkçe)

Bayram Namazı ve Hutbesi
Önce bayram namazı eda edilir sonra hutbe okunur:
Bayram namazına niyet:
İmamın niyeti: “Ya Rabbi! Niyet ettim Allah rızası için bayram namazını kılmaya ve kıldırmaya”
Cemaatin niyeti: “ Ya Rabbi! Niyet ettim Allah rızası için bayram namazını kılmaya uydum imama”
Birinci rekat:
İftitah (namaza başlama) tekbirinden sonra İmam ve cemaat “Sübhaneke” duasını okur.
İmam iki kez ellerini kaldırarak „Allahu Ekber“ diyerek kolları salar, cemaatte imamı aynen takip eder.
Üçüncü tekbirde “Allahu Ekber” diyerek elleri bağlar.
İmam “Gizlice euzu besmele” çektikten sonra seslice Fatiha-i Şerife ve bir sure okur. “Allahu Ekber” diyerek rukua varır.
Rukü ve secdeleri yapıp ayağa kalkarlar.
İkinci rekat:
İmam gizlice “besmele” çektikten sonra, seslice Fatiha-i Şerife ve bir sure okur.
Üç kez ellerini kaldırarak “Allahu Ekber” der ve kollarını yana salar.
Dördüncü tekbirde rukua varılır.
Secdeler yaplıdıktan sonra; oturulup tahiyyat, Allahumme Salli ve barik, Rabbena ve Rabbeneğfirli duaları okunur ve selam verilir.
Bayram namazının ardından müezzinin önderliğinde, namaza gelen Müslümanlar 3 defa teşrik tekbiri getirir.
اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ
İmam bu esnada hutbeye çıkar. Hutbeye çıkarken tıpkı Cuma namazında olduğu gibi basamaklarda gerekli duaları okur ve hutbeye çıktığında oturmaz.
İmam ilk olarak hutbeye tekbirle başlar ve sırasıyla şöyle devam eder,
İmam ve cemaat birlikte
اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ
İmam
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ و نَتوُب اِلَيْهِ
وَنَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ شُرُورِ اَنْفُسِنَا وَمِنْ سَيِّئَاتِ اَعْمَالِنَا
وَ كَبِّرُوا اللهَ تَكْبِيرًا
İmam ve cemaat birlikte
اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ
İmam
مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ
وَ كَبِّرُوا اللهَ تَكْبِيرًا
İmam ve cemaat birlikte
اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ
İmam
نَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ
وَنَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
اَمَّا بَعْدُ فَيَا عِبَادَ اللّٰهِ! أُوصِيكُمْ بِتَقْوَى اللّٰهِ وَطَاعَتِهِ
اِتَّقُوا اللّٰهَ وَ اَطِيعُوهُ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ
قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى فِى كِتَابِهِ الْكَرِيمِ
اَعُــــوذُ بِاللّٰهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــــــــمِ بِسْـــــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحيــــمِ
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ (10Hucurat:)
وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:« لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ »
Burada hutbe metni okunur.
BAYRAM VE KARDEŞLİK
Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz, Bayram ve Kardeşlik hakkındadır.
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
‘‘Müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki O’nun merhametine nail olasınız. ‘‘(Hucurat;10)
: عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قالَ
. «لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ»
“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi
için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7)
Bayramlar kısalığına rağmen haftaların, hatta ayların vâridâtını, hayrını, bereketini ve neşesini bağrında saklayan zaman dilimleridir.
Bayramlarda Cenâb-ı Hakk’ın öyle ekstradan teveccühleri ve sürpriz ihsanları vardır ki onlara bayram olmayan on ayda, belki birkaç senede ulaşılamaz.
Bayramlar işte öyle bir ilâhî teveccühün en önemli vesilelerindendir; âdeta bir ömrü tatlandıracak kadar engin ilâhî lütuflara mazhar olma vaktidir.
Ramazan’da sevap ve mükâfat adına ne vaat edilmişse, bayramda da onları bulmak, aynı semerelere sahip olmak mümkündür. Tabi böyle bir mazhariyet Ramazan’ın hakkını vermiş, bayramda da laubaliliğe girmemiş insanlar için söz konusudur.
Bayram, kat’iyen Ramazan’dan çıkmış olmanın, oruç günlerini arkada bırakmanın ve rahatça yeme-içme serbestliğine ermenin sevinci değildir. O, kulluk vazifesini eda etmiş olma ve Cenâb-ı Hakk’ın gufrânına kavuşmuş bulunma ümidiyle gelen gönül inşirahıdır. Biz, Ramazan’ı ve oruç günlerini arkada bırakmanın değil, hata ve günahların ağırlığından kurtulmuş olmanın bayramını yaparız.
Ramazan ve bayramlar, diğer gün ve aylardan farklı olarak sanki yağmur yüklü bulutlar gibi gelir… eteklerindeki hayrat ve hasenat cevherlerini başımıza boşaltır… günahlarımızı çer çöp gibi önüne katar, gufran denizlerine sürükler ve bize tekrar ber tekrar:
“Mevlâ bizi affede Bayram o bayram olur
Cürm-ü hatalar gide Bayram o bayram olur” dedirtir. (M. Lütfi Hazretleri)
Bir başka açıdan da bize bayram şöyle olur:
Dünyanın değişik yerlerinde savaş, zulüm ve soykırım sebebiyle; yer ve yurdundan olan, zulme uğrayan milyonlarca insan, kadın ve çocuk, barış ve selamete kavuştuğu gün, bizim için bu dünyada bayram olur.
Şu anda hapishanelerde -masum oldukları çok iyi bilinmesine rağmen- tutsak tutulan on binlerce camia ferdi, hürriyetlerine kavuştuğu zaman bayram olur.
Birbirinden cebren ayrılmış veya uzaklaşmak zorunda bırakılmış, anne baba ve çocuklar, birbirine kavuştukları zaman bayram olur.
İş ve hayat düzenleri bozulmuş, belki de hiçbir zaman ayrılmayı düşünmedikleri ana vatanlarından uzak ülkelerde, hayata yeniden başlayan insanların, kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durup, hayat düzenlerini kurduklarında bize bayram olur. -Rabbimiz, bu bayramları da en yakın zamanda da bizlere lütfeylesin.-
Hakiki manada değerlendirilebilen bayramlar, ekilen fitne tohumlarıyla birbirinden uzaklaşmış insanların, yeniden toparlanmasına ve birbirleriyle kucaklaşmalarına vesile olabilir. Bu vesile ile Efendimizin (s.a.s) kardeşlik hususundaki tembihlerini bir kez daha hatırlamakta ve çevremize de hatırlatmakta yarar var.
Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Müslümana kötü söz söylemek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür” (Buhari iman, 36; Müslim, 116)
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terketmez… (Tirmizî, Birr 18)
“…Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58)
Benzer bir rivayette;
(Ey Allah’ın kulları!): “Birbirinizle hasetleşmeyin… Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyin… Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olun. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez. –Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki– Takvâ buradadır. Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka müslümana haramdır.” buyurur. (Müslim, Birr 32. Buhârî, Edeb 57)
Başka Hadis-i şeriflerinde Allah Resulü (s.a.s) mealen şöyle buyururlar:
“Müslümanın müslüman üzerindeki bazı hakları şunlardır:
“Karşılaştığın zaman selâm ver, seni dâvet ederse git, senden nasihat isterse nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah de, hastalandığında onu ziyaret et, öldüğü zaman cenazesinin ardından git.” (Müslim, Selâm 5)
Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir.
Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter.
Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır… (Müslim, Zikr 38. İbni Mâce, Mukaddime 17)
Aziz Müminler!
Hasseten bayramlarda insanların gurbet ve yalnızlıkları paylaşılmalı, bütün üzgün yüzler güldürülmeye, mahzun gönüllere bir vesile ile ulaşarak teselli edilmeye çalışılmalı. Zira “bayramlar, bütün insanî münâsebetlere en pratik bir vesîle, kitleler hâlinde kaynaşmaya en münâsip bir zaman dilimidir…“
“Bayramlar neşe ve sevinç günleridir, Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz” buyuran Allah Resûlü’ne(sav) kulak vererek, meşru dairede neşeli olmaya ve tekbir getirmeye çalışalım.
Aktüalitenin bizleri boğmasına izin vermeyelim. Bayramımızı, yaralarımızı sarma adına bir hamleye dönüştürelim.
Eşimize, çocuklarımıza, dost ve kardeşlerimize moral olalım, birbirimize moral verelim. Kur’ân-ı Kerîm’in, müminlere ümit aşılayan âyet-i kerîmeler ile dolu olduğunu ve Allah’ın, has kullarını zayi etmeyeceğini de unutmayalım.
Allah bizleri has kullarından eylesin. Ramazan Bayramınız mübarek ve bütün insanlık için hayırlara vesile olsun.
Hutbe metni bittikten sonraki bu kısım Cuma hutbesi gibidir.
اَلاَ اِنَّ اَحْسَنَ الْكَلَامِ وَاَبْلَغَ النِّظَامِ كَلَامُ اللَّهِ الْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ
كَمَا قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى الْكَلاَمِ وَاِذَا قُرِأَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
اَعُوذُ بِاللَّهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللَّهِ اْلاِسْلاَمِ
صَدَقَ اللَّهُ الْعَظِيمْ
Sonra oturarak şu duayı okur:
بَارَكَ اللّٰهُ لَنَا وَلَكُمْ وَلِسَائِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَاْلمُسْلِمَاتِ اَلْاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلأَمْوَاتِ إِنَّكَ سَمِيعٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ
Sonra ayağa kalkar ve ikinci hutbeye başlar.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ حَمْدَ اْلكَامِلِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِه۪ وَاَصْحَابِه۪ أَجْمَعِينَ * تَعْظِيمًا لِنَبِيِّهِ وَتَكْرِيمًا لِصَفِيِّهِ فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَائِلٍ مُخْبِرًا وَآمِرًا* إِنَّ اللّٰهَ وَمَلاَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلٰى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ اۤمَنوُا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّموُا تَسْليِمًا
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اۤلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰى إِبْرَاهِيمَ وَعَلٰى اۤلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ * وَبَارِكْ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اۤلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلٰى إِبْرَاهِيمَ وَعَلٰى اۤلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
اَللَّهُمَّ وَارْضَ عَنِ اْلاَرْبَعَةِ الْخُلَفَاءِ* سَيِّدِنَا اَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ ذَوِى الصِّدْقِ وَالْوَفَاءِ* وَبَقِيَّةِ
الْعَشَرَةِ الْمُبَشَّرَةِ وَآلِ بَيْتِ الْمُصْطَفَى* وَ عَنِ الأَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالتَّابِعِينَ إلى يَوْمِ الْجَزَاءِ
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ*
اَللَّهُمَّ انْصُرِ الْإِسْلاَمَ وَ الْمُسْلِمِينَ* اَللَّهُمَّ اَيِّدْ كَلِمَةَ الْحَقِّ وَالدِّينِ*
Türkçe olarak da şu dua okunur:
“Allah’ım! İslâm’a ve müslümanlara yardım et! Ümmet-i Muhammedi her türlü tehlikelerden koru! Bize dünya ve ahirette iyilikler ve güzellikler ihsan eyle! Bizi, ana-babamızı ve bütün mü’minleri bağışla! Şüphesiz sen dualarımızı işitir ve kabul edersin!”
Daha sonra;
عِبَادَ اللّٰهِ اِتَّقُوا اللّٰهَ وَأَطِيعُوهُ
Bayram hutbesinin sonunda İsrâ Sûresi’nin son ayeti okunur.
أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ* بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَ قُلِ الْحَمْدُ للهِ الَّذِي لَمْ يَتّخِذْ وَ لَداً وَلمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِ المُلكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِيٌ مِنَ الذُّلِّ
وَكَبِّرْهُ تَكْبِيرًا
Bundan sonra müezzin eşliğinde cemaat 3 defa daha tekbir getirir ve imam hutbeden inerek dua için mihraba geçer.
Bayram Namazı ve Hutbesini indir. (PDF)
Yazar: Erdemliler Yolu
