Hutbeler
Nafile Namazlar (2)
- 15 Ocak 2025
- Yayınlayan: Erdemliler Yolu
- Kategori: Cuma Hutbeleri (Türkçe)

وَمِنَ الَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِه نَافِلَةً لَكَۗ عَسٰى اَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا
Sana mahsus olmak üzere gecenin bir kısmında kalkıp Kur’ân oku, teheccüd namazı kıl. Böylece Rabbinin seni makam-ı mahmûda eriştireceğini umabilirsin. (İsra, 79).
Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz Nafile ibadetlerden, Evvabin, Teheccüd ve Hacet namazları hakkında olacaktır.
Günlük farz ve vacip namazların dışında kılınan namazların hepsine nafile namazlar denir. Nafile namazların bir kısmı beş vakit namaza bağlı olarak kılınır. Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir hadis-i şeriflerinde bunu zikreder: “Bu on iki rekât namaza kim devam ederse, Allah ona cennette bir ev bina eder” buyurur. İkindinin ve yatsının ilk sünnetleri gayri müekked sünnetler olduğundan bu hadiste zikredilmemiştir. (Tirmizi, Salat 206; Nesei, Kıyamu’l-leyl 66; İbni Mace, İkamet 100)
Bizim, beş vakit farz namazlarla birlikte sünnetleri kılmamız, farzlara hazırlık yanında, manevi hayatımızda meydana gelen çeşitli yaraları tedavi edecek, günahlarımıza keffaret olacak ve kıyamet gününde eksik olan farz namazların yerine sayılarak, cennete girmemize vesile olacaklardır.
İnsanı Allah’a yaklaştırma yollarının en emini, en kestirmesi ve en makbulü, farzları eda yoludur. Fakat bunun yanında insan, gerçek mahbubiyet ve kurbiyete; ancak, sınırlı ve kayıtlı olmayan nafilelerin namütenahi, engin ve sefa tüten ikliminde ulaşabilir. Hak yolcusu, her an ayrı bir nafilenin kanatları altında ve sonsuza uzanan yeni bir koridorda kendini bulur, yeni bir mazhariyete ulaştığını hisseder; derken farzları edaya daha iştahlı ve nafilelere karşı da daha iştiyaklı hale gelir.
Evvâbîn Namazı:
Evvâbîn kelimesi “Allah’a yönelen, tövbe eden” anlamındaki evvâbın çoğuludur. Evvâbîn kelimesi müfessirler tarafından “günah işlediğinde derhal tövbe edip Allah’a yönelen, Allah’a itaat ederek hayır işleyen kimseler” şeklinde açıklanmıştır.
Peygamber Efendimiz’den ve ashab-ı kiram’dan, akşam namazından sonra nâfile namaz kılmayı teşvik eden hadisler rivayet edilir. Bu namazı kılan kimsenin günahlarının deniz köpüğü kadar çok olsa da bağışlanacağı, akşam namazından sonra dört rek’at daha kılan kişinin cennetle mükafatlandırılacağı, Allah’ın cennette ona bir köşk inşa edeceği şeklinde teşvik ifade eden hadisler vardır. (İbn Mâce, “İkāmetü’s-salât”, 185; Tirmizî, “Mevâkītü’s-salât”, 204…)
Hanefî fakihleri akşam namazının iki rek’atlık müekked sünnetiyle ardından kılınacak dört rek’atlık mendup namazı iki ayrı namaz olarak mütalaa ederler. Fakihler, akşam namazının müekked sünnetinin iki rekât olduğunda görüş birliği içindedirler. Evvâbîn namazını da dört rekât gayri müekked sünnet veya mendup bir ibadet olarak görürler.
Evvâbîn namazının kılınış şekline gelince, gece kılınan nâfile namazlar gibi iki rekâtta bir selâm verilerek te kılınabilir. Peygamberimiz, “Kim, aksam namazından sonra kötü bir şey konuşmaksızın altı rekât namaz kılarsa, bu kendisi için on senelik ibadete denk kılınır.” demiştir. (Tirmizi, Salat, 202.)
Teheccüd Namazı:
Teheccüd sözlükte “uyumak; uyanmak, uykudan güçlükle uyanmak” anlamına gelir.
Dilimizde teheccüd kelimesi, -farz ve vacip namazlarla teravihin dışında- geceyi ihya için kılınan namazların hepsini ifade edecek şekilde kullanılmaktadır. İsra suresi 79. Ayetinin tefsirinde teheccüd namazının, Peygamber Efendimiz için farz olduğu, ümmeti için nafile olduğu belirtilmiştir
Müzzemmil sûresinin nüzûlünden sonra her gece teheccüd namazı kılan Peygamberimiz, farzlar dışında en faziletli namazın gece yarısı kılınan namaz olduğunu belirtmiş, (Müslim “Sıyâm”, 203)
“Gece namazını kılın; çünkü bu sizden önceki sâlih kulların devam ettiği, Allah’a yaklaşmaya vesile olan, günahları örten ve engelleyen bir ibadettir” buyurmuştur. (Tirmizî, “Daʿavât”, 115).
Bir hadiste de Efendimiz kış aylarını, geceleri uzun olduğundan gece ibadetini, gündüzleri kısa olduğundan orucu kolaylaştırması sebebiyle, müminin baharı diye tanımlamıştır (Beyhaki, IV, 297)
Yine Resûl-i Ekrem hanımlarını, kızı Fâtıma’yı ve damadı Hz. Ali’yi uyanamadıkları zaman bizzat uyandırıp gece namazına kaldırmıştır. (Buhârî, “Vitir”, 3) Gece namazı için birbirini uyandıran eşlere de hayır duada bulunmuştur. (Ebû Dâvûd, “Tetavvuʿ” 18)
Fukahanın çoğunluğu, teheccüd namazının her iki rekâtta bir selâm verilerek kılınmasını daha faziletli kabul etmiştir. Kıraat gizli veya açık icra edilebilir. Teheccüd namazını kılmak isteyen kişiler eğer hafız değillerse namazda daha fazla Kur’ân okumak için Kur’an’ı önüne koyarak -namaz içinde sayfayı çevirmeden- okuyarak kılabilir.
Peygamberimiz (s.a.s.), gece namazını herhangi bir sebeple kılamadığı durumlarda kuşluk vaktinde onun yerine, fazlasıyla kılmıştır. (Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 139)
Hazret-i Ömer’in rivayet ettiği bir hadiste: Efendimiz (s.a.s.) buyururlar ki: “Kim devam ettiği gece ibadetini veya virdini yapmadan uyuya kalırsa, onu sabah namazı ile öğle namazı arasında ifa ettiğinde, geceleyin ifa etmiş gibi sevap yazılır.” (Müslim, Müsâfirîn, 142)
Peygamber Efendimiz, geceleyin uyanıp teheccüd namazı kılabilmek için müminleri öğle uykusuna, kaylûleye teşvik etmişlerdir. (İbn Mâce, “Sıyâm”, 22) Teheccüd namazı, yatsı namazından sonra kılınır. Teheccüd namazını iki, dört veya sekiz rekât olarak kılabiliriz.
Aziz Müminler!
Teheccütle gecenin ihya edilmesi, berzah aleminin projektörle aydınlatılması gibidir. Abdullah b. Ömer’ in rivayet ettiği bir hadis bu mevzuya ışık tutar. Abdullah b. Ömer mealen diyor ki: “Herkes rüya görür ve gelir Allah Resulüne anlatırdı. Ben de kendi kendime, keşke berzah âleminin kapılar bana da aralansa ben de bir kısım şeyler görsem ve gördüğüm şeyleri gelip insanlığın iftihar Tablosuna anlatıversem; O da bunları tabir etse.. derdim. Bir gün rüyamda gördüm ki, iki zat beni kollarımdan tutup derdest ederek, derin ve alevli bir kuyunun başına getirdiler. O derince kuyunun içinden adeta bir hortum gibi döne döne alevler yükseliyordu. Anladım ki bu, cehennemdir. Beni başına getirdiklerinde, oraya atacaklar diye çok korktum. Allah’a sığınıp, “Ya Rab” diye yalvarmaya başladım. Birisi bana dedi ki: “Korkma! Senin için endişe edecek bir şey yok. Sen oraya girmeyeceksin.” Sonra uyandım ve ablam Hafsa ya rüyamı anlattım ve bunun tabirini Resulullah’a sormasını istedim.
Ablam sorunca Allah Resulü buyurdular ki: “Abdullah b. Ömer ne güzel bir insandır ama, keşke geceleri ihya etse!”
Burada berzah aleminin dehşetinden kurtulma yolunun gösterildiği açıktır. O da geceleri ihya etmekten geçmektedir. Gönüllerin diri ve canlı olması; bir yönüyle gecelerin canlı olmasına bağlıdır.
Hacet Namazı:
Bu namaz iki ya da dört rekâttır. Peygamber Efendimizden gelen bir rivâyete göre hâcet namazının ilk rekâtında Fâtiha`dan sonra üç defa Âyetel-Kürsî, diğer rekâtta (ya da rekâtlarda) da Fâtiha`dan sonra birer defa İhlâs ve Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûreleri okunur. Namazdan sonra “hâcet duası” okunur ve istekler Allah’a arzedilir.
Rabbimiz Azze ve Celle hazretleri, nafile namazlarımızı bu şuurla eda etmeye bizleri muvaffak eylesin.
*****
https://herkul.org/ortak-dua/ortak-dua-hacet-namazi-kilinisi-beraat-duasi/
Hâcet Duası
لا إِلهَ إِلَّا اللهُ الحَلِيمُ الكَرِيمُ ، سُبحانَ اللهِ ربِّ العَرْشِ العَظِيمِ : اَلْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ ، وَالسَّلَامَةَ مِنْ كَلِّ إِثْمٍ ، لَا تَدَعْ لِي ذَنْباً إِلَّا غَفَرْتَهُ ، وَلَا هَمّاً إِلَّا فَرَّجْتَهُ ، وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًى إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
اللَّهُمَّ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْعلِي العَظِيمُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْحلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ اَللَّهُمَّ كَاشِفَ الْغَمِّ مُفَرِّجَ الْهَمِّ مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ اِذَا دَعَوْكَ رَحْمَنَ الدُّنْيَا وَالاَخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هَذِهِ بِقَضَائِهَا وَ نَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةٍ مِنْ سِوَاكَ
“Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim, Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek şeyleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma Ya Erhamerrahimin.
Allah’ım! Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, Sana dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allahım! ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda beni başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde bana merhamet et.”
Onulmaz gibi görünen bir derdi, bir hastalığı olan kimse de abdest alır, iki rekât namaz kılar; hamd ü sena, salat ü selam ve ümmete dua ettikten sonra şu tevessülün akabinde ihtiyacını dile getirir: اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ
“Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.”
Yazar: Erdemliler Yolu
