Hutbeler
ALTIN BİR ZAMAN DİLİMİ BERAT KANDİLİ
- 23 Şubat 2024
- Yayınlayan: Erdemliler Yolu
- Kategori: Cuma Hutbeleri (Türkçe)

إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ إِنَّا كُنَّا مُنْذِرِينَ (3) فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ (4) أَمْرًا مِنْ عِنْدِنَا إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ (5) رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (6)
3 – Biz onu kutlu bir gecede indirdik. Çünkü Biz haktan yüz çevirenleri uyarırız.
[Bazı müfessirler, ‘kutlu gece’den kast edilenin ‘berat gecesi’ olabileceğini belirtmişlerdir.]
4-6 – O, öyle bir gecedir ki her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile, o zaman yazılıp belirlenir. Rabbinden bir rahmet olarak hep resuller göndermekteyiz. Muhakkak ki O, her şeyi hakkıyla işitir ve bilir. (Duhan Suresi; 3-6).
Muhterem Müslümanlar! Hutbemiz, zamanın altın dilimlerinden biri olan Beraat Gecesi hakkındadır.
Allah (celle celâluhû), kullarını affetmek için adeta vesileler yaratmaktadır. Bunlardan birisi de yarın akşam ezanı ile başlayacak olan Beraat Gecesi’dir. Bu gece, bütün günahlardan beraat etmek için adeta yoğunlaştırılmış bir nevi af gecesidir.
Berat Gecesi, Allah’ın ekstra rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandırdığı bir zaman dilimidir.
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), şöyle buyururlar: “Allah Tealâ, Şaban ayının on beşinci gecesinde (Berâat) -rahmetiyle- dünya semasına tecelli eder ve Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının tüylerinin sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder.” (Tirmizi, Savm, 39; İbn Mace, İkame, 191)
Beraat gecesi, Ramazan ayının yaklaştığını bize müjdeler ve o mübarek aydan istifade edebilmemiz için hazırlık yapmamızı adeta bizlere hatırlatır. Bu mübarek gece dünden bugüne, gerek ferdî olarak gerekse cemaat halinde, gönülden yakarışlar ve ihlaslı ibadetlerle değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Kadri yüce bu gece hakkındaki Hadîs-i Şerif’lerden bazıları şöyledir: Allah Resûlü, Hz. Aişe’ye, “Bu gecede neler olduğunu biliyor musun?” diye sormuş, o da Peygamber Efendimiz’den cevabı istemiş, Allah Resûlü de: “Bu gecede sene içerisinde doğacak ve ölecek insanlar yazılır, salih ameller mele-i a’lâya yükseltilir, maddî-mânevî rızıklar indirilir.” buyurmuştur. (Aliyyü’l-Kâri, Mirkatü’l-Mefatih, 3/346)
Bir başka zaman da, “Allah Teâlâ ölüm meleğine bu senede ruhu kabzedilmesi istenen insanları bildirir.” (Müttaki, Kenzü’l-ümmal, 12/140) buyurmuşlardır.
Diğer bir rivayette ise: “Bir Şaban ayından öbür Şaban ayına kadar ölecek insanların listesi kesin hükme bağlanır. Hatta adam evlenir çocuğu olur oysaki ismi ölenler arasındadır.” şeklinde ifade etmişlerdir. (Beyhaki, Şuabu’l-İman, 3/386)
Yine başka bir rivayette şöyle buyurmuşlardır: “Allah Tealâ bütün şeyleri Beraat gecesinde hükme bağlar. Kadir Gecesi gelince de bu şeyleri sahiplerine teslim eder.” (Kurtubi, el-Cami, 16/128)
Devamında ise, “Şaban’ın ortasındaki (Berâat) geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de (pazar günü) oruç tutunuz. Allah Tealâ o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.” beyan etmişlerdir. (İbn Mace, İkame, 191)
Bir diğer hadîste ise, Berâat gecesinde yapılacak duaların geri çevrilmeyeceği müjdesi verilmiştir. (Suyûtî, Celalüddin, Câmiu’s-Sagîr, 3/454, Beyrut, 1972)
Dualarımızın kabul edilmesi demek, istediklerimizin hemen aynen verilmesi demek değildir. Rabbimizin dualarımızı kabul etmesi beş türlü olabilir.
Birincisi, İsterse ve hikmetine uygunsa anında, aynen cevap verebilir.
İkincisi, hakkımızda hayırlı değilse daha hayırlısı ile daha sonra cevap verir.
Üçüncüsü, istediğimiz şey dünyada hakkımızda hayırlı değildir. Duamızın cevabı ahirette verebilir.
Dördüncüsü, Hadîs-i Şerîf’te, “Sadaka ve dua başa gelecek bela ve musibeti geri çevirir.” deniyor. Rabbimiz yaptığımız dualarla başımıza gelecek bela ve musibeti geri çevirerek cevap verebilir.
Beşincisi, Yaptığımız dualarla günahlarımızı affederek ve ahiretteki makamımızı yükselterek de cevap verebilir. Belki de hepsinden önemlisi hadîsin ifadesi ile, “Dua ibadetin özüdür.” ve ibadetlerin asıl mükâfatı ahirette alınır fehvasınca bize düşen, aşkla şevkle, bilhassa ‘zamanın altın dilimi’ diyebileceğimiz bu tür gecelerde ve günlerde çokça dua etmektir.
Bu gece yapılan ibadetin (kılınan namazların, okunan Kur’ân’ların, yapılan dua ve zikirlerin, tevbe ve istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti kuşkusuz çok büyüktür.
Resûlü Ekrem’e şefaat hakkının tamamı (şefaat-ı tamme) bu gece verilmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri talebelerine yazdığı bir Berâat Kandili tebrikinde bu gecenin değeri ve değerlendirilmesi ile alâkalı şöyle demektedir: “Elli senelik ibadetle dolu bir ömrü inananlara kazandıran Beraat gecenizi ruh u canımızla tebrik ederiz.”
Beraat Gecesi, bütün senenin kutsî bir çekirdeği ve insanlığın kaderinin bir nevi programı olması açısından, Kadir Gecesi gibi mukaddestir. Kadir Gecesi’nde her bir amelin, okunan Kur’ân’ın her bir harfinin sevabı otuz bin olduğu gibi, Beraat gecesinde de bu sevap yirmi bine kadar çıkar… Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’an’la, istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır. (Bediüzzaman, Şualar)
Sözün özü;
Zamanın kudsî ve altın bir dilimi olan Berat Gecesi’nden istifade ederek feyizlenmek bu geceyi değerlendirmeye bağlıdır. Zatında altın olan bu gecenin kıymeti, bizim teveccühümüze, bu geceyi farklı bir şekilde duyarak yaşamamıza bağlıdır. Kaza namazı, salât u selâm, Kur’ân tilâveti ve yürekten Allah’a teveccüh edip affa ve mağfirete mazhar olmak için yakarışa geçmek bu gecede yapılacak en güzel ibadetlerdendir.
Hutbemizi peygamberlik misyonunun mirasçılarından Hz. Ömer, Hz. Abdullah b. Mes’ud ve birçok mâneviyat büyüğünün bu gecede yaptığı şu dua ile bitirelim: “Allah’ım! Bizi şakiler, cehennemlikler olarak yazmışsan oradan ismimizi sil; bizi saidler, cennetlikler gurubuna yaz. Eğer bizi saidler zümresinde yazmış isen, ismimizi orada sabit kıl. Şüphesiz ki Sen dilediğin ismi siler, dilediğin ismi de daima cennetlik olarak yazarsın. Zaten Ümmü’l-Kitap, son hükmün yazılı olduğu ana kitap Sen’in katındadır.” (Aliyyü’l-Kâri, Mirkatü’l-Mefatih, 3/350)
Beraat Gecenizi tebrik eder, kadri yüce bu bereketli gecenin mazlum ve mağdurlarımızla beraber dünyevî, uhrevî beraatimiz olmasını Rabbimizden niyaz ederiz.
Yazar: Erdemliler Yolu
